Ademoğlunu beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insan öğretmendir. Kaderimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur. Fertler gibi, nesiller de onun eseridir. Farkında olsun olmasın, her ferdin şahsi tarihinde öğretmenin izleri bulunur. Devletleri ve medeniyetleri yapan da yıkan da öğretmenlerdir. Öğretmene değer verildiği hürmet gösterildiği ülkelerde insanlar mesut ve faziletlidir. Öğretmenin alçaltıldığı, mesleğinin hor görüldüğü milletler düşmüştür, ve şüphe yok ki bedbahtır. Her şeyden evvel öğretmen hayatımızın sahibi olmaktan ziyade sanatkarıdır. Kullanıcısı değil yapıcısıdır. Seyircisi değil aktörüdür. O en doğru en güzel hayat örneğini yapar, hazırlar, bize sunar, biz yaşarız. Balını yemeyip yaptıktan sonra bize bırakan arının bu hareketini şuurlandırıp bir ideal haline getirirseniz onda öğretmeni bulursunuz. O ruhumuzdaki kat kat fetihlerin kahramanı ve şerefli sahibi olduğu halde, bu hayatı yaşamayı değil ona hizmeti tercih etmiş en fedakar varlıktır. Öğretmen, geçeceği yol bütün engellerle örtülü olduğu halde, buna tahammül etmesini bilen, tahammül etmesini seven insandır. Öğretmen sevgi işçisidir, ruh işçisidir. Ruhun ulvi olan isteklerine nefsinden her şeyi feda eden sevginin ferdi ulaştırdığı örnek insan mertebesidir. Öğretmen halk gibi, her yaşayan gibi yaşayamaz. Öğretmen insan olan varlığımızı alır, sonsuzluk dünyasında yol açacak kudretin ve değerlerin aşısını yapar. Hayat var olanı olduğu gibi tanıtmaya kabiliyetlidir. Öğretmen var olması gerekeni öğretir. Ruhumuza aşılar yapan doktor olarak öğretmen, ruh dünyamızın hem duygu hem bilgi, hem de irade bölgelerinde tedavisini ve aşılarını yapmaya mecburdur. Şayet bunlardan bir kısmı ihmal edilirse ruhi yapı buhran içinde kalır, sayıklar ve kendine gelemez. Öğretmen tarafından kalbe yapılan ilk aşı merhamet aşısıdır. Sonra sevmek, sevdiği için aldatmamak, ihmal etmemek aşıları yapılır. Sonra ferdin şahsiyeti işlenir. Sonra her hareketinde bireye kendinin olma ve kendine bağlı kalma aşıları verilir. Arkasından mesuliyet duygusu gelir ve fert bu köprü vasıtasıyla hareketlerin alemine aktarılır. Yoksa duygusal hazırlıkları yapılmayan zavallı masum ruhlara alemin bilgilerini doldurmak onu harap etmekten başka bir şeye yaramaz. Duyguları yoğrulmaya muhtaç değilmiş gibi çocuğa sadece tabiat eşyası tanıtılırsa çocuk bütün his ve ruh gıdasından mahrum olarak sapık, zalim, menfaat makinası haline gelen, feragat nedir bilmeyen, kendine yaklaşamayan belhüm adal gurubunun bir ferdi olur. Günümüzde insanlığın yaşamış olduğu tarifsiz acının müsebbihi bu gruptur. Elleri öpülesi öğretmenlerimiz; şu acı günlerde değerinizi bir kez daha anlıyor ve idrak ediyoruz. Sizler asla belhüm adallar yetiştirmediniz, yetiştirmeyeceksiniz. Bu duygu ve düşüncelerle başta Baş Öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete irtihal etmiş tüm öğretmenlerimizi rahmetle yad ediyor, değerli öğretmenlerimin 24 Kasım öğretmenler gününü tebrik ediyorum.

Taner ŞEN

Dalaman İlçe Milli Eğitim Müdürü